BDP’nin Türkiye’nin Doğusunda uygulayabileceği ve denetleyebileceği boykot kararı ne kadar doğruysa, Türkiye’nin Batısında BDP’nin boykotuna denk gelecek tutum, referandumda “hayır” demek olabilir.
Kürt sorununun siyasi çözümden başkaca bir çözüm yolu bulunmamaktadır. Özel Ordu ya da BDP’yi devre dışı bırakma oyunlarıyla Kürt sorunu çözülmez daha da ağırlaşır.
Mustafa Kumlu başkanlığındaki Türk-İş yönetimi dökülüyor. Dört ay içinde yönetim kurulunun ikinci üyesi de istifa etti. İşçileri teşhir ve tecrit etmeye kalkmanın maliyeti ucuz değil!
Tekel işçileri “özlük hakları”na sahip çıkıyor. İşini, ekmeğini istiyor. İşçinin hakkını elinden alan kim? Hükümet. Hak arayana tazyikli su sıkan, gaz bombası atan, gözaltına alan yine hükümetin polisi.
Türkiye’de demokratikleşme mücadelesinin temel olarak üç bileşeni var: Anayasa, Kürt sorunu ve emekçilerin talepleri. Sol bu üç bileşen üzerinden yükselebilir.
25 Kasım grevi örgütlenme sürecinin bütün eksiklerine rağmen toplumsal bir meşruluk taşımakta, AKP hükümeti, sermaye ve yandaş sendikalar dışında emek dünyasının geri kalanını bir araya getirmiştir.
25 Kasım grevinin henüz “kitle grevi” olması sağlanabilmiş değil. Bu grev, sendikaların ikna edebildiği üyelerinin katılımıyla sınırlı kalacak bir “grev” olması halinde eksik kalacaktır.
‘İki Dil Bir Bavul’ filmi, bugüne kadar bildiğimiz ve bize anlatılanların aksine, farklı bir açıdan konuyu ele alıyor. Gerici ve ırkçı ideolojik egemen söylemi teşhir ediyor.
Grev hakkı olmayan kamu emekçilerinin 25 Kasım’da bir günlük uyarı grevi kararı almış olmaları, adını koyarak gerçekleştirecekleri ilk grev olacak. Temennimiz grevin başarılı geçmesidir.
Sendikal alan ile parti alanı (siyaset) arasındaki ilişki, yani alan-siyaset ilişkisi işçi ve sosyalist hareketin tarihinde her zaman bir sorun olmuştur. Tarihsel süreç içinde, alan – siyaset ilişkisi farklı anlamlar kazandı.
Sendika bürokrasisinin mücadeleden kaçan ve işçi sınıfını aldatan siyaseti karşısında, işçi ve emekçilerin çıkarlarını savunacak mücadeleleri örgütlemek, ortak örgütsel biçimler bulmak gerekli.
1 Mayıs 2009’da işçi ve sosyalist hareketinin Taksim kazanımı, krize karşı birleşik mücadele için yeni bir başlangıç yapmamıza moral ve siyasi avantaj sağlamış bulunuyor.
Taksim Meydanı’nın kazanılması, 1977’de kontrgerilla marifetiyle işçi sınıfını sindirme ve terörize edip, dağıtma adımının geri püskürtülmesi, işçi sınıfının özgüvenini kazanması anlamını taşır.