31 Mayıs 2011 /
Sırrı Süreyya Önder
İçinden geldiğim devrimci gelenek “eleştiri” kültürünü yeterince içselleştiren bir anlayışın sahibidir. Hatalarımızı kabul ederken “ama” diye bağlaçlar ve sonrasında kurulan cümleler gereksizdir. Süreç, başta emek ve özgürlük savunusu olmak üzere, bütün halkların ve ötekileştirilip yok sayılanların hak savunucusu olma yükümlülüğü vermiştir. Bunun ruhuna ve onuruna uygun davranırken daha özenli olmamız tarihi bir sorumluluktur.