24 Aralık 2020 /
Ergin Yıldızoğlu
Geride kalan on yılda tüm dünyada yükselen toplumsal hareketlerin, bir kısmının sol-demokratik, bir kısmının sağ-ırkçı milliyetçi, bir kısmının da “Sarı Yelekliler” gibi karmaşık olması bu hareketlerin ortak yanını görmemizi engellememeli: Bunların hepsi kitlelerin, “şeylerin haldeki durumuna” itirazlarının, kendi geleceklerini belirleyebilmek için siyasete katılma arzularının ifadesiydi